Bugün Aziz Yusuf geldi ve Tanrı Çocuğunu kollarında taşıyordu. Her ikisi de En Kutlu Kalpleri gösteriyordu. Onların etrafında on iki beyaz elbiseli melek vardı ki, ellerini açık tutarak İsa'ya tapınmakta ve Aziz Yusuf'a saygının bir işareti olarak eğilmekteydiler. Aziz Yusuf bize aşağıdaki mesajı verdi:
Divin Oğlu'ndan sizin hepiniz için barış olsun!
Sev, İsa'yı sev, çünkü o hayatınızın barışıdır. Rab, Cennet ve Dünya'nın Kralı kollarımda buradaydı size kutsama getirmek üzere. Bu kutsama nesilden nesele geçecek şekilde aileleriniz Tanrı'nın aşktında kutsanacaklardır.
Divin Oğlum aileleri seviyor ve onlardan En Saf Kalbim'in saygı görülmesi ve sevilmesini istiyor. Bu ailelere ne kadar çok yapacağım eğer bu ilahi isteğini dinlerse ve uysa!
Aileler, uyandınız! Benim En Saf Kalbime yaklaşın cennetten lütuf almak için. Gelin, gelin, Rab'in sizinle paylaşmak istediği lütufları alın. Gelin, gelin, teselli ve barış, ışık ve kutsama bulun; çünkü Kalbimde bu lütufları alırsınız.
Kalplerinizi Tanrı'nın aşğına açın ki o evleriniz Kutsal Ruh'un aşkıyla dolup taşasın ve böylece merhametini sizin etrafınızda çevirip tüm kötülüklerden kurtarsın.
Dua edin, dua edin, dua edin ki Tanrı'nın barışı dünyada hüküm sürsün. Sizi seviyorum ve kutsuyorum: Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla. Amen!
Göründüğü sırada Aziz Yusuf altarda bulunan güllerden biraz yukarıda duruyordu. Tanrı Çocuğu Aziz Yusuf'a güllerin yanına daha yakın gelmesini istedi ve o da ayaklarını onlara dokunacak şekilde uyar. Onlar ayrılmadan önce, Tanrı Çocuğu bana şöyle dedi:
Burada olan herkese evlerine dönmeden önce ilk olarak Aziz Yusuf'un Virjin Baba resminin başına öpüşerek En Saf Kalbine aşktan ve teslimiyetten bir işaret gösterdiklerini söyle.
Tanrı Çocuğu bu sözleri söyledikten sonra Aziz Yusuf ile birlikte o meleklerle beraber yavaşça cennete yükselmeye başladı, onlar da derin saygı ve susku içinde bir sürecinde bulunuyordu.